Umarız farketmişsinizdir, 2020 Dünya için bir dönüm noktasıydı ve bambaşka bir evreye geçtik. Bu yazı dünya adına gelecek ve umut vadeden bir yazı olmayacak! 2020 bir salgın ile başlayarak bütün dünyaya çok net bir mesaj verdi; "Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!"
Ne yaşanırsa yaşansın ayakta kalabilmek için şartları doğru değerlendirmek ve yaşananları doğru okumak tek yol denebilir. 2024 o kadar hızlı başladı ki, sanki hedefe bir an önce varabilmek için hazırlanan adımlar alelacele atılmaya çalışılıyormuş gibi. 2023 sonunda başlayan somut UFO haberlerinden sonra 2024'ün gelişiyle birlikte sosyal medya üzerinden birçok uzaylı haberi pompalanmaya başladı. Çok yakın bir zamanda uzaylıları çıplak gözle görürsek kimse şaşırmasın. Birileri yavaş yavaş dünyayı bu duruma hazırlıyor ve beklenen sahne için herkes yerini almış durumda. Peki bu durum bazı devlet, kurum veya insanlar tarafından kaçınılmaz son olarak görülüyor ve insanlığın buna hazır olması gerektiğine mi inanılıyor, yoksa yine dünyayı yöneten bir topluluğun kendi amaçlarına mı hizmet ediyor? Bu konu hakkında sayısız teori duyduk. Kimilerine göre bu Allah'a olan inancı temelden sarsmak için bir senaryo, kimilerine göre koskoca evrende yanlız olamayız. Her olasılığı ayrı ayrı ele alalım.
Dünya genelinde hızla ve organize şekilde yayılan bazı düşünceler var. Dinlere karşı olan ve hatta Yaratıcıyı inkar edip herkesi buna ikna etmeye çalışan baskın bir kesimin hayatımızı şekillendirme çabasına sürekli tanık oluyoruz. Evrimsel bir süreci ve buna bağlı gelişip şekillenen insan yaşamını önce okullarda öğreniyoruz, daha sonra medya üzerinden bu bilgiler pekiştiriliyor. Kutsal kitaplardaki ayetlerin aksini ispatlama ve insanları yanlış bir görüşe sahip olduklarına inandırma çabası bir misyon olarak benimsenmiş gibi. Filmlerde din görevlilerinin aşağılanarak yansıtılması ve Allah ile olan diyalogların yine alaycı ve basitleştirilerek sunulması da bunun bir tezahürüdür. Uzaylıların varlığı da bunu desteklemek için mi planlanıyor? Kutsal kitaplarda anlatılmayan bir tür ve yaşam mı var? Gelip insanlara bugüne kadar bildikleri herşeyin yalan olduğunu anlatırlarsa insanların neye inanacaklarını bir düşünün. Günümüzün teknolojisi ile bu senaryolar çok kolay uygulanabilir. Dronelar, hologramlar, yapay zeka oyunları... Hepsi bu amaç için kullanılabilir. Yakında onları televizyon ekranlarında açıkça görebiliriz. Bize iletecekleri ilk mesajın ne olacağını merakla bekliyoruz.
Başka bir senaryo da onların gerçek olduğu ve bunun bazı devletler tarafından biliniyor olması. Bu gerçek, bir noktadan sonra gizli kalamayacak ve insanlığın buna hazır olması gerekiyor. Bu açıdan bakınca ele geçirilen bilgilerin saklanması ve üstünün örtülmesi anlaşılabilir. Aksi halde çok büyük bir kaos meydana gelebilirdi. Böyle bir gerçek varsa önce niyetlerinin anlaşılması, yaşamlarının, kültürlerinin, dillerinin ve diğer özelliklerinin öğrenilmesi gerekir. Bunun için uzun süren araştırmalar ve deneyler yapılması gerekebilir. Ayrıca insanlıktan saklanan tek sırrın uzaylılar olmadığını da unutmamak gerekir. Görsellerin basına sızması, eski askeri personel ve yetkili kişilerin itiraflarda bulunması, dizi ve filmlerde uzaylılarla ilgili konuların işlenmesi insanlığı bu gerçeğe hazırlıyor. Sonunda bu gerçek açıkca ortaya çıkacak ve belkide insanoğlunun hayatının bir parçası olarak varlığını devam ettirecek.
Uzaylıların aslında bize hiç yabancı olmadığını düşündünüz mü? Eminim birçoğunuz bu olasılığı düşünmüştür. Irak üzerinde uçan bir cisim videosu basına düştü. Videodaki cismin gözle görülemediği ve sadece termal kamera ile izlendiği belirtildi. İnsan yapımı bir cismin hareket edemeyeceği kadar hızlı hareket etmek, istediği zaman görünüp kaybolmak, şekil değiştirmek gibi özellikler aslında bizim yabancı olmadığımız bir türe ait. Cinler... Aslında bu olasılık bizi daha önce değerlendirdiğimiz diğer olasılığa götürüyor. Uzaylıların varlığı ve bize verecekleri mesajlarla Allah inancını ve dinleri yıkmak. Hala bazı insanlar kabul etmese bile Cinlerle aynı dünyayı paylaşıyor ve hatta bir noktada içiçe yaşıyoruz. Bugün istihbarat birimlerinin bile bazı noktalarda Cinlerden faydalandığı rivayet edilmektedir. Bazı gizli tarikatlerin de insanları kendilerine çekmek için Cinleri kullandığı bilinmektedir. Hal böyleyken Devletlerin de onlarla çalışabileceğini, onları kullanabileceğini unutmamak gerekir. Dünya'nın kimler tarafından yönetildiğini, en tepede kimlerin olduğunu ve misyonlarını düşündüğünüzde ne görüyorsunuz? Bunca savaşın, talanın, adaletsizliğin ve ahlaksızlığın hüküm sürdüğü bir Dünya'da en tepede iyi insanların olduğunu idda etmek hiç mantıklı gelmiyor. Kıyametin bir an önce gelmesi için uğraşan, helak olan toplumların adetlerini bilinçli olarak yaymaya çalışan bir topluluğun varolduğu Dünya'da bazı hadiseler tesadüf olmayabilir. Şeyta'nın ve ona hizmet eden toplulukların bu şekilde insanlara hükmetmek istiyor olması da en gerçekçi teorilerden biri olabilir. Bilinçaltı manipülasyonları, aldatmacalar ve medya aracılığıyla yapılan algılar sürekli bir gerçeği örtmek için kullanılırken karşımıza çıkan herşeye karşı uyanık olmak gerekmektedir. Artık gördüğünüz ve duyduğunuz hiçbir şeyi hemen doğru olarak algılamamalısınız.
Comments